Mahalle Esnafına Amını Siktiren Azgın Dul

Aylin, Emre’nin darbeleriyle kendinden geçiyor, “Imm, ahh, ohhh, ığhh!” diye inliyordu. Saçlarına elimi attım ve tutkulu bir şekilde çekiştirdim. Bir elimle belini kavramış, diğer elimle saçlarına sıkıca tutunmuştum. Boşalma anı yaklaşırken daha hızlı ve sert bir ritimde ilerlemeye hazırlandım. Ve sonunda, zevkin dalgaları tüm bedenimi sarıverdi. Adeta elektrik çarpmış gibi hissettim. Her şeyi yapabilirdim. Kalkıp çayları tazeledim. Titreyen ellerimle Tolga’ya çay bardağını uzatırken, o da elini uzattı ve bardağa çarptı. Sıcak çay tüm üzerine döküldü. Acıyla sıçrayarak ayağa kalktı. Eşofmanının önü çayla kaplanmış, dumanlar yükseliyordu. Hemen banyoya koştu. Ben de üzüldüm, çünkü çocuğun canı yanmıştı. İlk şaşkınlığımın ardından hemen yanına gidip yardım etmek istedim. Ama beraber dolaşma fikri de hoşuma gitti. Birlikte çarşıya indik. Gezerken Tolga, “Ablama bir sürpriz yapmak istiyorum. Ankara’dan güzel bir hediye alalım ama ne alacağımı bilemedim” dedi. Ben de ona yardımcı olmak için önerilerde bulundum. “Bence güzel bir parfüm veya şık bir iç çamaşırı alabiliriz, enişte” dedim. O da “Ben anlamam ki” diye karşılık verdi. “Endişe etme, ben yardımcı olurum” diyerek gülümsedim.